Dağcılık bir doğa sporudur ve diğer doğa sporları içinde popülaritesi en çok olanlarından birisidir. Yüksek riskler içerir, bu sebeple risk eliminasyonu için uyulması gereken bir dizi kurallar bütünlüğü ve teknik gereklilikleri de beraberinde bulundurur. Dağcılığın tarihine bakıldığında yaklaşık 6000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Alplere tırmanırken ölen ve 5600 yıllık olduğuna inanılan bir ceset Alplerdeki buzullarda bulunmuştur. 1300 lü yıllarda şair Petrarch Alplerin zirvesine ulaşmış ilk kişidir ve dağcılığı (Alpinizmi) onun başlattığına inanılır
Dağcılığın literatürde yapılmış birkaç tanımlaması vardır. Bunlardan ilki UIAA (Union Internationale des Associations d'Alpinisme, Uluslararası Dağcılık Federasyonları Birliği) dağcılığı; “dağların zirvesine ve/veya tanımlanmış bir noktasına tırmanarak ulaşması” olarak tanımlarken, Bozkurt Ergör, dağcılığı; “kayada, karda, buzda, buzulda ve her türlü şartta ve koşulda dağların doruklarına ulaşmak amacıyla yapılan tırmanışlar” olarak tanımlamıştır. Birçok konuda kavramsal sorgulaması ile bilinen WiseGeek araştırma enstitüsü dağcılığı “dağların zirvesine ulaşmak için kar, buz, buzul, kaya yüzeylerde yürüyüş ve tırmanış tekniklerini kombine ederek ulaşma sporu” olarak tanımlamıştır. Deneyimli dağcılardan Yılmaz Sevgül dağcılığı; “teknik malzeme, teknik bilgi ve performans kullanılarak dağların zirvesine ulaşma” olarak tanımlarken, Tekin Küçüknalbant “her türlü şartta ve koşulda dağların zirvesine ulaşmak için teknik bilgi ve malzeme kullanılarak yapılan tırmanış sporu” olarak tanımlamışlardır.
Bu tanımlardaki tüm özellikleri bir araya getirdiğimizde dağcılık; “teknik bilgi, teknik beceri, teknik malzeme, fiziksel ve mental performansın her türlü koşulda ve durumda, karda, buzda, buzulda, kayada uygulanarak dağların zirvelerine ve/veya tanımlanmış bir noktasına ulaşmak için yapılan tırmanış sporudur”. Dolayısıyla dağcılar yürüyüşçüler değil tırmanıcılardır, dağcılık yürüyüşçülerin değil tırmanıcıların yaptığı bir spordur.Karda, kayada, buzda, buzulda tırmanış karın, buzun, buzulun kayanın yapısına, yüksekliğine, mevkisine göre çok sayıda risklerden oluşur. Bunlar; hava, kopmalar ve düşmelerdir. Tipi, fırtına, yıldırım çarpması, donmalar, irtifadan kaynaklı riskler, kaya kopması, düşmesi, kar kopması, buz kopması, buz çatlakları, çığ, ve tırmanıcının düşmesi bunlardan en bilinenleridir. Dağcılık tüm bu riskleri her koşulda ve her şartta var sayarak gerekli önlemlerin alınmasıyla gerçekleştirilen bir doğa sporudur. Dağcılığı çeşitli şekillerde sınıflamak mümkündür. Bunlardan ilki zirve tırmanışın nasıl yapıldığı ile ilgilidir.
Dağcılık Stilleri
• Alpin Stil- Hafifliğin ve hızın ön plana çıktığı ve aynı zamanda teknik tırmanış içeren dağcılık sporunun esas ruhunu temsil eden tırmanış sitilidir. Ana ve ara kamp yoktur. Hızlı ve hafif olmak için tek kamp noktasından hareket edilir. ‘Temiz tırmanış’ diye tabir edilen ve tırmanış sonrası rotayı değiştirmeyen ‘doğal’ yöntemler kullanılır.Yapay yöntemlerden tamamen uzak olan bu tırmanış stilinde tırmanıcılar bütün zorluklar ve risklerle kendi başlarına başa çıkarlar. Temelindeki bu yöntemlerden dolayı ‘macera ruhu’ ile beslenir.
• Trekking ve hiking - Türkçede Dağ veya doğa yürüyüşü olarak kullanılmasına karşılık dağ ve doğa yürüyüşünün tam karşılığı HIKING dir. Günü birlik olarak yapılır ve kamplı konaklama içermez. Eğer bu aktivite kamplı olacaksa adı Trekking olur.
• Ekspedisyon-Uzun zaman gerektiren ve tırmanılan yükseklik bakımından vücudun klimaya uyum sağlayabilmesine olanak sağlamak amacı ile bol miktarda iniş çıkış içeren Yüksek İrtifa Tırmanışı’nın İngilizce adıdır. Tırmanıcılar zirveye çıkana kadar kendi kamp yüklerini bir üst kampa taşırlarken birden fazla gitgel yaptıkları faaliyettir.
• Ferrata - Kayaya sabitlenmiş metal merdivenleri kullanarak tırmanma stilidir.Dağcılıkta en kolay stillerden birisidir.
• Sportif tırmanış (Sport climbing) - Genellikle kaya üzerinde ya da yapay duvarlarda kullanılan tırmanma stilidir. Kendi içinde dört ana kısma ayrılır.
Dağcı sporcu kişiliğinin yanında ekolojiye, dağın kendisine, dağcılık sporu, doğa sporları ve diğer doğa sporcularına saygılı, etik değerlere bağlı, sürekli kendini geliştiren ve bunu çevresindekilerle paylaşan kişidir. Bunun yanında bir kişinin ben dağcıyım diyebilmesi için kendi gücü ve iradesiyle kendi teknik birikim ve malzemesiyle kendi açtığı rotadan karda, kayada, buzda, buzulda, her şart ve koşulda dağın ulaşmak istediği yerine ulaşan kişidir. Başkasının döşediği hatta ilerleyen kişi o hat olmadan oraya ulaşamayacaksa, gidemeyecekse, o yeterlilikte değilse dağcı da değildir. Dağcılık bir gelişim sürecidir. Elbette kişinin kendisine ve başkalarına yol açması bir olgunluk düzeyidir. Aynen hayatın diğer yerlerinde olduğu gibi. Dağcılık da yaşanarak, kişinin kendisine yatırım yapmasıyla, okumasıyla, denemesiyle, istemesiyle, çaba sarf etmesiyle ulaşılarak bir yolculuktur. Dağcı bir sporcu gibi yaşayan, antrenman ve beslenmesini organize eden ve sürdüren kişidir.
Dağcılık dağlarda yürüyerek yapılan değil tırmanarak yapılan bir spordur. Bu sebeple dağcılar ile yürüyüşçüler birbirlerinden farklıdırlar. Yürüyüşçüler dağda yürürlerken, dağcılar dağa tırmanırlar. Diğer bir deyişle dağcı; dağcılığın gereklerini yerine getiren kişidir, yani “yeterli teknik bilgi, teknik beceri, teknik malzeme, fiziksel ve mental performansıyla her türlü koşulda ve durumda, karda, buzda, buzulda, kayada uygulayarak dağların zirvelerine ve/veya tanımlanmış bir noktasına ulaşmak için tırmanış yapan kişidir”. Bu sebeple sırt çantalı veya günü birlik yürüyüşçülerin yürüdükleri yerler ile dağcıların tırmandıkları yerler ve yaptıkları sporun isimleri birbirlerinden farklıdır.